Küresel piyasalarda emtia fiyatlarındaki oynaklık artarken, yatırımcıların güvenli limanı olan altın yeni bir yükseliş trendine girdi. Ekonomik belirsizlikler, jeopolitik gerilimler ve merkez bankalarının para politikaları, altının ons ve gram fiyatlarında yeni rekorların habercisi oldu.
Küresel ekonomide belirsizliklerin yeniden artış gösterdiği bir dönemde, emtia piyasalarında sert dalgalanmalar gözleniyor. Özellikle enerji, tarım ve değerli metaller grubunda yaşanan fiyat oynaklığı yatırımcıların risk algısını yeniden şekillendirdi. Bu dalgalı ortamda ise güvenli liman olarak görülen altın, yeniden yatırımcıların gözdesi hâline geldi.
2025 yılı itibarıyla artan jeopolitik tansiyon, merkez bankalarının faiz kararlarındaki belirsizlik ve döviz kurlarındaki dalgalanma, emtia piyasalarında ciddi bir oynaklık yarattı. Petrol fiyatları arz endişeleriyle yükselirken, buğday ve mısır gibi tarım emtialarında hava koşullarına bağlı sert hareketler yaşanıyor. Ancak bu tablo içerisinde altın, istikrarlı bir şekilde yukarı yönlü hareketiyle dikkat çekiyor.
Ons altın fiyatı, geçtiğimiz haftalarda 2.400 dolar seviyesini test ederken, yurt içinde gram altın da tarihi rekorlara doğru ilerliyor. Gram altının fiyatı 2.600 TL bandını zorlamaya başlarken, yatırımcılar yükselişin kalıcı olup olmayacağını sorguluyor. Uzmanlara göre, hem kısa vadeli piyasa baskıları hem de uzun vadeli belirsizlikler, altını güçlü tutmaya devam edecek.
Altın fiyatlarındaki bu artışın arkasındaki temel nedenlerden biri, küresel çapta faiz indirimi beklentilerinin yeniden gündeme gelmesi. Özellikle ABD Merkez Bankası’nın (Fed) 2025 sonbahar aylarında faiz indirimine gitme ihtimali, doların zayıflamasına neden olurken, bu durum altına olan talebi artırıyor. Faizlerin düşmesi, alternatif getirisi olmayan varlıklara olan ilgiyi artırıyor; altın da bu varlıkların başında geliyor.
Öte yandan Çin ve Hindistan gibi büyük altın tüketicisi ülkelerde talebin artması, fiziki piyasada da fiyatları destekliyor. Özellikle düğün sezonları ve ekonomik toparlanma süreci, bireysel altın alımlarını hızlandırıyor. Ayrıca merkez bankalarının rezervlerini altınla güçlendirme eğiliminde olması da fiyatların yükselişinde etkili oluyor.
Yerli yatırımcı açısından altındaki yükseliş, hem döviz kuru etkisi hem de küresel ons fiyatlarındaki artışla birlikte çarpan etkisi yaratıyor. Gram altın, Türk lirasındaki değer kaybıyla birlikte hem tasarruf aracı hem de enflasyona karşı korunma yöntemi olarak öne çıkıyor. Bu durum, bireysel yatırımcıların altına olan ilgisini artırıyor.
Uzmanlar, altın fiyatlarındaki bu yükselişin önümüzdeki dönemde de sürebileceğini belirtiyor. Özellikle jeopolitik risklerde bir artış yaşanması, büyük ekonomilerde resesyon endişelerinin tırmanması veya merkez bankalarının genişlemeci politikalar izlemesi hâlinde altının ons fiyatının 2.500 doların üzerine çıkabileceği değerlendiriliyor.
Ancak yatırımcıların bu dönemde dikkatli olması gerektiği de vurgulanıyor. Kısa vadede yaşanabilecek kar realizasyonları, altın fiyatlarında geçici geri çekilmelere yol açabilir. Bu nedenle yatırım kararlarının, küresel veriler, merkez bankası açıklamaları ve jeopolitik gelişmeler ışığında değerlendirilmesi gerekiyor.
Altının yanı sıra gümüş, platin ve paladyum gibi değerli metallerde de yukarı yönlü hareketler dikkat çekiyor. Ancak altın, hem bireysel hem de kurumsal yatırımcılar için en çok tercih edilen emtia olmaya devam ediyor. Bu eğilim, fiyatların güçlü seyrini sürdürmesinde belirleyici rol oynuyor.
Piyasalarda dalgalanmanın arttığı bu dönemde, altının güvenli liman kimliği yeniden ön plana çıkarken, uzmanlar uzun vadeli yatırımcıların bu dönemi fırsata çevirebileceğini belirtiyor. Altın hem ekonomik belirsizliklere karşı bir sigorta işlevi görüyor hem de portföy çeşitliliği açısından önemli bir araç olma özelliğini sürdürüyor.
