Avrupa ülkelerinin artan güvenlik kaygıları ve silahlanma yatırımları, Türk savunma sanayii şirketlerinin borsada tarihi bir çıkış yakalamasını sağladı. ASELSAN, TUSAŞ ve diğer savunma hisseleri yatırımcının gözdesi haline gelirken, Türkiye bu yeni dönemin kazananı olarak öne çıkıyor.
Rusya-Ukrayna savaşı sonrası Avrupa’da hız kazanan savunma yatırımları, Türkiye için stratejik bir fırsat penceresi sundu. NATO ülkeleri başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesi savunma harcamalarını artırırken, Türk savunma sanayii şirketleri uluslararası talepleri karşılamada öne çıkan aktörler arasında yer aldı. Bu durum Borsa İstanbul’da işlem gören savunma hisselerinde tarihi seviyelerde değer artışlarını beraberinde getirdi.
Avrupa Güvenliğe Yatırım Yapıyor
Son yıllarda jeopolitik gerilimlerin artması, Avrupa Birliği ülkelerini uzun süredir ihmal edilen savunma yatırımlarına yöneltti. Almanya, Fransa, Polonya ve Baltık ülkeleri başta olmak üzere birçok ülke, bütçelerinde savunmaya ayrılan payı artırdı. Özellikle NATO standartlarına uygun, yüksek teknolojiye sahip sistemler arayan ülkeler, Türkiye’nin savunma sanayi ürünlerine yönelmeye başladı.
Bu süreçte Avrupa ülkeleri:
- Hava savunma sistemleri
- SİHA ve İHA teknolojileri
- Zırhlı araçlar ve elektronik harp sistemleri
- Lojistik destek ürünleri
gibi alanlarda dış tedarik arayışına girdi. Türkiye ise hem uygun maliyetli hem de sahada kendini kanıtlamış sistemleriyle dikkatleri üzerine çekti.
Türk Savunma Sanayii Markaları Parlıyor
Türkiye’nin savunma sanayii alanındaki yükselişi yalnızca teknoloji ihracatıyla sınırlı kalmadı; aynı zamanda borsa yatırımcılarının ilgisi de bu alana yöneldi. Borsa İstanbul’da işlem gören savunma şirketlerinin hisselerinde yılın ilk yarısında gözle görülür yükselişler yaşandı.
Öne çıkan şirketler arasında şunlar yer alıyor:
- ASELSAN: Radar, haberleşme ve elektronik harp sistemleri üreticisi. Hisselerinde yılbaşından bu yana %75’in üzerinde artış gerçekleşti.
- TUSAŞ (Türk Havacılık ve Uzay Sanayii): Milli muharip uçak ve insansız hava araçları üretiminde öncü. Yatırımcılar, uzun vadeli büyüme beklentisiyle hisseye yöneliyor.
- ROKETSAN: Füze sistemleri ve mühimmat teknolojilerinde Avrupa ülkeleriyle yakın iş birlikleri yürütüyor.
- STM: Siber güvenlik ve mühendislik çözümleriyle özellikle NATO ülkeleriyle entegre projelerde yer alıyor.
Bu şirketlerin yanı sıra sektöre dolaylı hizmet veren birçok alt yüklenici ve teknoloji firması da yatırımcıların radarına girmiş durumda.
İhracat Siparişleri Rekor Seviyeye Ulaştı
Türkiye’nin savunma ihracatı, 2025’in ilk yarısında geçen yılın aynı dönemine göre %35 oranında artış gösterdi. Bu artışın büyük bölümü Avrupa merkezli siparişlerden oluştu. En çok ihracat yapılan ürün grupları şunlar oldu:
- Silahlı insansız hava araçları (SİHA)
- Zırhlı muharebe araçları
- Aviyonik sistemler
- Komuta kontrol ve haberleşme teknolojileri
Bu siparişler, sadece Türkiye’nin ihracat gelirlerini artırmakla kalmıyor, aynı zamanda savunma sanayi şirketlerinin üretim kapasitesini genişletmesine ve istihdam artışına da katkı sağlıyor.
Yatırımcılar İçin Stratejik Sektör Haline Geldi
Küresel çapta artan savunma harcamaları ve jeopolitik riskler, savunma sektörünü yatırımcılar açısından cazip bir liman haline getirdi. Özellikle Borsa İstanbul’da savunma sanayii hisseleri, yüksek getiri potansiyeli ve uzun vadeli büyüme beklentisiyle yatırımcıların ilgisini çekiyor.
Analistler, bu hisselere olan talebin önümüzdeki dönemde de devam edeceğini ve olası yeni ihracat anlaşmalarının borsa performanslarını olumlu yönde etkileyeceğini belirtiyor.
Türkiye’nin Konumu Güçleniyor
Avrupa’nın silahlanma politikaları, Türkiye’nin jeopolitik ve endüstriyel konumunu daha da önemli hale getiriyor. Hem NATO üyesi olması hem de yerli ve milli üretim kapasitesiyle sahada kendini kanıtlamış sistemlere sahip olması, Türkiye’yi stratejik bir savunma tedarikçisi konumuna taşıdı.
Savunma sanayii politikalarının desteklenmesi ve Ar-Ge yatırımlarının artırılmasıyla birlikte, Türkiye’nin bu alandaki ihracat potansiyelinin daha da büyümesi bekleniyor. Avrupa pazarındaki talep artışı ve mevcut tedarik zincirlerinin çeşitlendirme ihtiyacı, Türk savunma şirketlerinin önünü açmaya devam ediyor.
ChatGPT’ye sor